RUH-RUH ÇAĞIRMA

Ruh; Yüce Allah'ın dilemesi ile insana yansıyan ve ona hayat veren ilâhi bir kudret, Yaratıcı ile insan arasında ilâhi bir ceryandır. İnsan, madde yönü bedeni ile ölümlü, madde ötesi ruhu ile de ölümsüzdür. Ruh hakkında Kur'ân'da az bilgi verilmiştir. Ruh'un en büyük özelliği; bir cisme girdiği zaman ona hayat, hareket ve akıl vermesidir. İnsanlar öldükten sonra bütün özelliklerini taşıyan ruhları, gerçek sahibi olan Allah'ın huzuruna getirilir. Yaptıkları işlere göre ceza veya mükafat ile ödüllendirilen ruhlar, Kıyamet Günü'ne kadar dünyadakinden ayrı olan bir boyutta (alemde) kalırlar. Kıyametten sonra ise yeni bir beden kazanarak, sonsuza kadar yaşarlar.

Ruh çağırma olayı, çıkar amaçlı kandırma yapanların buldukları bir yöntemdir. Kur'ân-ı Kerîm'de : Ruh, Dünya'ya geri döner, insanlarla iletişim kurar. anlamında hiçbir ayet bulunmamaktadır.

RUH RAB'BİMİN EMRİNDENDİR

17/85 : Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki : Ruh, Rabbimin emrindendir. Ve size bunun ilminden az birşey verilmiştir.


Kur'ân-ı Kerîm'de ruh hakkında az bilgi verilmiştir. İnsanın gerçeğini anlayamadığı, oluşmasını kavrayamadığı ilâhî bir güçtür.

«Ruh Rab'bimin emrindendir.» Ruh, beni yaratan, peygamberler göndererek bana ilâhî yasaları öğreten ve beni terbiye eden Rab'bimin katından bir emirdir. Ben kendimi ve Yüce Yaratan'ımı _ ruhun bendeki varlığı ile hisseder, duyar ve bilirim. Ruh ceryanı ile Cenâb- Allah'ın varlığını içinde hisseden büyük tasavvuf şairi Yunus Emre : «Bir ben var bende benden içeri» sözleri ile bu gerçeği ne kadar güzel yansıtmıştır.

«Size bunun ilminden az birşey verilmiştir.» Hakkında hiçbir şey bilmez değilim. Derinlemesine, hakikatine değil de ancak az bilgi sahibiyim. Ruhun hayat veren, hareket ettiren, akıl ile anlayış veren ilâhî bir güç olduğunu, nefs ile birlikte insanın kimliğini oluşturduğunu, Yaratıcı Kudret ile kul arasında ilâhî bir ceryan, bir iletişim olduğunu bilirim.

BEDENDEN SONRA RUHUN YARATILMASI

15/28-29 : ...Rabbin meleklere demişti ki : Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan bir insan yaratacağım. Onun yaratılışını tamamladığım ve içine Ruh'umdan üflediğim zaman, onun için secdeye kapanın.
32/7-9 : ...İnsanı yaratmaya çamurdan başladı. Sonra onun neslini bir suyun özünden yaptı. Sonra ona bir biçim verdi, ona Kendi Ruh'undan üfledi. İşitme gücü, gözler, gönüller yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.


İlk insan Hz. Adem'i toprak olarak şekillendirip tamamladıktan sonra, Yüce Allah ona Kendi Ruh'undan üfleyerek hayat vermiştir. «Ruh'umdan üfledim.» sözü : Emrimde bulunan ruhun ona girmesini ve onun vücudunda karar kılmasını emredeceğiz, anlamındadır. Hz.Adem'in neslini de; bir suyun özünden (sperm) yaptı ve ana rahminde şekillendirerek ona biçim verdi. Çocuklar, annelerinin karnında yaklaşık 4 ay büyüdükten sonra bir şekle girerler. İşte bu gelişmeden sonra ayetin işaret ettiği gibi, Yaratıcı Kudret onlara ruh verir. Çocukların ana karnında oynayarak hareket etmeleri,bu mucizevî olaydan sonra başlamaktadır. İlâhî bir güç olan ruh; girdiği cisimlere hayat, hareket ve akıl ile anlama gücü kazandırmaktadır.

RUH ALLAH'A DÖNDÜRÜLÜR

6/61-62 : ...Sonunda birinize ölüm geldi mi elçilerimiz onun canını alırlar... Öldükten sonra insanlar, gerçek sahibi olan Allah'a döndürülürler. Bilesiniz ki hüküm yalnız O'nundur...
2/156 : ...Biz Allah içiniz ve sonunda O'na dönüp gideceğiz.


Yüce Allah insanları iki unsurdan yaratmıştır. Madde yönü ile beden ve madde ötesi tarafı ile ruhudur. Ölümlü olan beden kabire girerek görevini tamamlar ve ayrışarak toprakta kaybolur. Ölümsüz ruh ise gerçek sahibi Yüce Yaratıcı'sına geri döndürülerek, ayrı bir boyutta (alemde) huzurda toplanır. Kulun günah ve sevaplarına göre hüküm verilerek ödül veya ceza görür. Ruh, bedenden ayrı olduğu zamanlarını, Kıyamet Günü'ne kadar bu boyutta geçirir. Abese 80/21-22 : «...Sonra onu öldürüp kabre koydu. Sonra dilediği zaman onu (yeni bir bedenle) tekrar diriltecektir.» Vakıa 56/35-38 de şöyle buyrulmaktadır :« Biz, cennete giren kadınları güzel bir biçimde, yeniden yaratmışızdır, onları bakire kıldık. Kocalarına sevgi ile düşkün ve ayni yaşta.»

Ayetlerden anlaşıldığı gibi insan ruhları; dünyaya geri dönemez, yaşayan hiçbir varlık ile ilişki kuramaz, Allah'ın hükmü ile dünyamızdan ayrı bir boyutta Yaratıcı Kudret'in denetiminde bulunur. Bu bilgiler ışığında Ruh çağırma olayının ne kadar asılsız ve kandırmaca olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.

RUH ÇAĞIRMA

İnsanlardaki bilinmeyene ve gizliliğe olan tabii merakları ile dini kültürün zayıflığı, ruh çağırma celseleri tertipleyenlere kaynak olmaktadır. Duyular ötesi alem ile irtibat kurma iddiası ile yapılan bu gibi faaliyetler, sadece çıkar ve sömürü aracıdır.

Ruh çağırma celselerini, ipnotizmacı olan celse başkanı ile medyum (Ruhlarla insanlar arasında aracılık ettiğini ileri süren kimse) idare eder. İpnotize edilerek etki altına alınan medyum, trans haline (yarı uyku durumuna) girerek, insan ruhlarıyla sözde iletişim kurarlar. Celseyi idare edenler, telepati ile bir insanın düşündüklerini ve bazı geçmiş olaylarını algılama kabiliyetindedir. Medyumun aktardığı sözlerin bir bölümü doğru çıkması ile izleyenler çok etkilenirse de bir çoğu da yalanlarla doludur. Bazı ruh çağırma seanslarında; medyum ile iletişim kuranın, cinlerden olduğu zannedilmekle beraber bunun ilmî izahı yoktur. Onların da verdiği cevaplar da, doğrular kadar yalanlar da bulunmaktadır.

Tüm bu uğraşılar, çıkar amaçlı kandırmacalardır. Ölmüş insan ruhları, Allah katında ayrı bir boyutta bulunur ve hiçbir zaman dünyaya geri dönemez ve iletişim kuramazlar. Gayb (bilinmeyen ve gelecek) sırrı, hiçbir kimseye verilmemiştir. Yüce Yaratıcı'ya rağmen yaratılmış bir varlığa sığınıp ondan yardım dilemek şirktir ve Allah katında büyük bir günahtır.

REENKARNASYON