|
NEFS KÖTÜLÜĞÜ EMREDEN NEFS 12/53: ... Nefs, kötülüğü şiddetle emreder... 4/128: ... Esasen nefisler hırs ve kıskançlıklara dolu olarak yaratılmıştır... 25/43-44: Nefs arzusunu kendine tanrı edinen kişiyi gördün mü? Onlar hayvanlar gibidir, hatta tuttukları yolca daha sapıktırlar. İnkarcıların bazıları; kendilerini yaratan Cenâbı Allah'ın ilâhî yasalarına uymak suretiyle yücelecekleri yerde şehvetlerine tabi olmuşlar, zulüm yaparak, Dünya menfaatlerinin esiri olarak, azgınlaşmışlar, nefsin boş ve zararlı arzularını tanrı edinmişlerdir. İşte bunlar en vahşi hayvanlardan da aşağıdır. Hayvanların yaratılış gayelerine uygun fiiller meydana getirmelerine karşılık onlar, Yüce Yaratıcı'nın kendilerine halifelik, hayat, akıl-gönül v.s. gibi verdiği sonsuz nimetlere rağmen nankörlük etmektedirler. Nefs; yalancı, bencil, kâfir (inkâr eden), zalim, hırslı ve cimri, şüpheci, kıskanç, kibirli, şehvetin esiri, kalbi katı, kindar, alaycı, vefasız ve öfke sahibidir. Bu özellikleri ile hep kötülüğe koşmaktadır. Eğer benlikte ruh unsuru olmasaydı insanlar, nefs yanılgısı içinde ebedî sonsuzlukta kaybolup giderlerdi. Ruh cereyanını duymak istemeyen bazı sapıklar da olduğu gibi. DÜNYA HIRSININ GAFLETİ 89/15-20: ... Ne zaman Rabbi insanı deneyipte ona cömert davranıp, nimetler verirse, o vakit: "Rabbim bana ikram etti. " der. Ama onu sıkıntıya uğratıp rızkını daraltırsa: " Rabbim bana ihanet etti. " der. Hayır, siz yetime ikram etmezsiniz. Fakiri doyurmayı birbirinize teşvik etmezsiniz. Mirası, helâl-haram ayırmaksızın alabildiğine yersiniz. Malı (zekât vermeden) yığmacasını o kadar seviyorsunuz ki! Ayetler; bencil, egoist, nankör, mal canlısı insanın dünyada ki gafletini yani bilgisizliğini, vurdum duymazlığını yansıtıyor. Rabbi ona sınav için mal ve mevki verirse kendini, hep armağan verilen sevgili kullarından kabul eder,zevk ve azgınlığa dalarak yaratılış gayesini unutur. Yine Rabbi onu sınayıp da rızkını daraltırsa, Rabbim bana ihanet etti diye gücenir. Darlığın da bolluğun bir oluş sırrı olduğunu, insanları eğittiğini bilemez. Onun en büyük arzusu geçici Dünya nimetleridir, onun için yaşar. Oysa ki kullar sınavda oldukları için; varlıkta da yoklukta da Cenâbı Allah'a hamd ile şükür etmeli ve insanlara yardım yapmayı gaye edinerek yaşamalıdırlar ki, sonsuz kurtuluşa ve mutluluğa ulaşabilsinler. OLUŞ SEBEBİNİ HİSSEDEN NEFS 75/2: Kendisini sürekli kınayan (ayıplayan) nefse yemin ederim ki! Hep kötülüklere koşmaktan kuşku duyarak pişman olup, kendini levm eden yani ayıplanan nefsin durumu açıklanmaktadır. Dünyada işledikleri günahlardan, kusurlardan pişmanlık duyarak, niçin daha iyi işler üretmedim diye üzülmektedir. Bu duygudaki nefs; gerçeği, yani Yüce Yaratıcı'sını farketmekle beraber tereddütlüdür. Yardıma ve aydınlanmaya muhtaçtır. NEFS VE RUH SAVAŞI 91/7-10: Nefsi ve onu düzgün bir biçimde şekillendirdi. Sonra da ona kötülük ve takvayı ilham etti. Nefsini temizleyip arındıran gerçekten kurtulmuştur. Onu kirletip örtense kayba uğramıştır. İnsanlara doğuştan; neyin kötülük olduğunu yani benliğe zararlı olduğunu, neyin de iyilik dolayısıyla benliğe faydalı olduğunu ayırt etme özelliği verilmiştir. Zulüm, nankörlük, yalancılık v.s. gibi fiiller yapıldığında işte bunlar kötü işlerdir, nefsi kirletir bunun için yapılmamalıdır. İyilik ve güzellik sergilemek, infak etmek, sabırlı ve adaletli olmak v.s. gibi fiiller de iyi işlerdir, nefsi temizleyip arındırır, bunun için de yapılmalıdır. İşte bu iyi ve kötüyü ayırt etme duygusu insanlara doğuştan verilmiştir. Benlikte birlikte bulunan kötülüğün temsilcisi negatif kuvvetler ile iyiliğin temsilcisi pozitif kuvvetler, birbirinden ayrı kutuplar olduğu için savaş halindedir. Kul; bu mücadelenin galip veya mağlubiyetine göre aşağıların aşağısına inmekte veya yücelerek kurtuluşa erişmektedir. NEFSİN RUHUN EMRİNE GİRMESİ 79/40-41: Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştırana gelince, şüphesiz onlar için cennet yegane barınaktır. 89/27-30: Ey itaatkâr nefs! Dön Rabbine sen O'ndan O senden hoşnut olarak. Gir kullarımın içine, gir cennetime. Ayetlerde yücelmiş bir nefs tarif ediliyor. Nefs, içindeki kötü sıfatları tamamiyle disiplin altına almış, ruha da sahip çıkmıştır. Tam bir iman ile Cenâbı Allah'a teslim olmuş, takva yaşamı ile arınarak kemale ermiştir. Rabbi ondan kul da Rabbinden hoşnut olarak Yüce Yaratıcı'sına dönmüştür. İnsanın Dünya yaşamındaki ulaşabileceği en yüce mertebe. Ruh |