|
İKİ İLÂHÎ IŞIK Cenâbı Allah; Yeryüzü'nün halifesi olarak görevlendirdiği insanı, en mükemmel bir şekilde yaratmış, ilâhî özellikleri ile de donatmıştır. İnsanlara iki ilâhî ışık yakılmıştır. Birinci ışık; akıl-gönül ve Rabbini bilme özelliği ile doğuştan verilmiş, ikincisi ise vahiy yolu ve peygamberler aracılığı ile insanlara gelen ilâhî kitaplardır. Böylece kullar; gerçekler karşısında tamamıyla aydınlanmışlar, doğruyu ve yanlışı öğrenmişler ve diledikleri yolu seçmekte de özgür bırakılmışlardır. BİRİNCİ IŞIK : DOĞUŞTAN VERİLEN AKIL VE GÖNÜL 36/62: ... Aklınızı hiç işletmiyorsunuz? 90/8-10: Biz ona iki göz, bir dil ve iki kulak vermedik mi? Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) göstermedik mi? Allahü Teâlâ; insanlara doğuştan günümüz bilgisayarlarından bile daha mükemmellikte bir özellik vermiştir. Akıl. Akıl; insandaki iyi ve kötüyü ayıran, ilimleri anlayan, sebeplerden neticeleri çıkaran düşünme ve anlama kabiliyetidir. Mantık, zekâ ve hafıza gibi üç unsurdan ibarettir. Merkezi beyinde bulunan bu süper bilgisayarımızın yardımcıları da göz, kulak, burun, ağız, el ve ayaklardan oluşan beş duyumuzdur. Sonsuz evrenin sırlarını bu kısıtlı tarafımızla tam çözemezsek de doğru ve yanlışı ayırt edebiliriz. 6/104: ... Rabbinizden size gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendi yararına, kim körlük ederse kendi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim. 23/78: Sizin için ... gönüller yaratan O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz? Yüce Yaratıcı; yine doğuştan insanlara aklın çok ilerisinde tamamlayıcı bir özellik daha ihsan etmiştir: Gönül. Diğer varlıklar da bulunmayan insanın en yüce tarafı. Sevgi, merhamet, önsezi ve sezgi gibi manevî duygularımızın tümü gönülden gelir. Allahü Teâlâ; hazinelerinde ki dolup taşan, Sonsuz Güzelliği ve Sonsuz Sevgisini Yeryüzü'nde ki halifesi olan insana gönül sırrı ile yansıtmıştır. Cenâbı Allah'a aklın bittiği yerde ancak " gönül " ile ulaşılır; İlâhî Güzel ancak gönül penceresinden algılanır, insanın kendi iç dünyasındaki sırları bu merkezden hissedilir. İman gönülde yanan bir ateştir ki, Cenâbı Allah'tan gelen cevabi bir ışıkla birleşir. Gönlün merkezi kalptir. Büyük sevinçleri ve acıları, kalbimizdeki çekilme ve yanma duyguları ile hissederiz. Kur'ân, gönüle kalp de demektedir. Kur'ân'ın derinliklerine inerek sırlarını anlamak, kafa gözü ile değil, ancak kalp gözü (basiret) ile mümkün olmaktadır. Kalp gözünü; günah işlemeyi adet edinerek kullanılamaz haline getirenler, mutlaka yaratılıştaki gerçekleri öğrenemeyeceklerdir. Hac 22/46: " ... Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz, ama göğüslerin içinde ki gönüller körleşir. " 7/172: Rabbin, Ademoğullarının bellerinde ki zürriyetlerini alıp da onları kendi nefislerine şahit tutarak: " Ben sizin Rabbiniz değil miyim? " dedi. Onlar da " Evet Rabbimizsin, şahit olduk. " dediler. Bu şahit tutuşumuzun sebebi, Kıyamet Günü: " Bundan bizim haberimiz yoktu " dememeniz içindir. Cenâbı Allah, doğuştan insanlara " Rabbini bilme özelliği " de vermiştir. Ayetle vurgulanan " Bellerinde ki zürriyetlerini alma " ifadesi, insanın henüz sperm halinde iken, babasının geninden aldığı " Rabbini bilme niteliği " ile yaratılmış olduğunun gerçeğini belirtmek içindir. 76/3: Biz onu yola kılavuzladık. Artık ya şükredici olur ya da nankör. Biz insanı yarattığımızda, ona doğuştan bir ışık yaktık. Akıl, gönül ve Rabbini bilme özelliği vererek onu, iyi ve kötü yolları ayırma kabiliyeti ile donattık. Artık isterse şükredici olur, isterse de nankörlük ederek doğru yoldan, Allahü Teâlâ'nın yolundan çıkabilir. Bu husus onlara tamamıyla serbest bırakılmıştır. Allah, insanlar üzerinde de bekçi değildir. Onlar, diledikleri şekilde hareket edebilirler. Her insan, doğuştan Allahü Teâlâ'ya aynı mesafededir. Ancak kendi niyet, gayret ve çalışmaları neticesi bir değer ölçüsü kazanır ki bunu Kur'ân takva diye isimlendirmektedir. Takvası en ileri olan, Allah'a en yakın ve en değerli insandır. İKİNCİ IŞIK: İLÂHÎ KİTAPLAR 40/54: Akıl ve gönül sahipleri için bir yol gösterici, bir hatırlatıcıdır Kur'ânı Kerîm. 39/9: ... Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır. 10/108: Ey insanlar! İşte size Rabbinizden hak geldi. Artık doğruya yönelen kendi benliği için yönelir, sapan da kendi benliği aleyhine sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim. İnsanlara Rabb'lerinden yakılan ikinci ışık ise, peygamberler aracılığı ile verilen ilâhî yasalardır. Böylece kul, Dünya planında tamamıyle aydınlanmış, kendisine iyi ve kötü yollar gösterilmiş, dilediği yolu seçmekte de özgür bırakılmıştır. Nefislerine uyarak gönül penceresini kapatanlar dünyada ki sınavı kaybedecek, gönül cereyanı ve aklı ile Cenâbı Allah'ın yoluna yönelerek yasalarını uygulayanlar da kurtuluşa ve mutluluğa ereceklerdir. İNSANIN HALİFELİĞİ |