|
İLAHÎ İMTİHAN Allahü Teâlâ; evreni ve varlıkları " Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim de, Beni bilsinler diye varlıkları yarattım. " Kutsal hadisinin sırrı içinde yaratmıştır. Güzelliğin ve Sevginin Kaynağı Yüce Yaratıcı; İlâhî Özelliklerini varlıklara görüntüleri ile yansıtmış, Yeryüzü'nün halifesi olarak en güzel bir surette yarattığı insana da, sonsuz rahmetinden birçok nimetleri ihsan etmiştir. Zariyat 51/56: " Ben cinleri ve insanları ancak Bana ibadet etmeleri için yarattım. " Ayetinin açıkladığı gibi Cenâbı Allah; insanlardan Kendisini bilmelerini ve kulluk etmelerini istemektedir. Bizleri bu Dünya'ya halife olarak gönderen Yüce Kudret'e iman ederek, her işimizde O'nun hoşnutluğunu aramak, arzu ettiği şekilde yaşamak ve hep şükretmek en temel görevimiz olmalıdır. Bu da ancak bizlere bahşedilen İlahî Yasalar'a uymakla mümkündür. Mülk 67/2: " Hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye sizi sınamak için ölümü de, hayatı da o yarattı. O'nun kudreti herşeye galiptir, O çok bağışlayıcıdır. " Bir yaşamdan sonra ölümün, ondan sonrada hayatın yaratılması, insanların ölümsüzlüğünün işaretidir. Dünya'da iken yapılan ameller, bir olgunlaşma'nın gereği olmaktadır ki neticesinde de ilâhî sınav takdir edilmiştir. Eğer ölümden sonra ikinci yaşam devam etmeseydi, Dünya'da yapılan iyi ve kötü amellerin hiçbir anlamı kalmazdı. ÖDÜL VE CEZA AMELLERDENDİR 99/78: Kim zerre kadar bir iyilik yapmışsa onun karşılığını görecektir. Her kim de zerre kadar kötülük yapmışsa o da onu görecektir. 17/15: Her kim doğru yola giderse, sadece kendi lehine olur. Her kim sapıklık ederse, ancak kendi aleyhine eder. Hiçbir günahkar da başkasının günahını taşımaz... 41/46: Kim iyi iş yaparsa, kendi yararı için yapmış olur. Kötü iş yapan da, kendi zararına yapmıştır. Rabbin kullarına zulmedici değildir. Amel; lügat manası iş, çalışma'dır. Kur'ân'da; insanın iman, ilim, niyet, düşünce gibi iç faaliyetleri ile şuurlu çalışmaları demektir. Cenâbı Allah, Yeryüzü'nün halifesi olarak görevlendirdiği insana; akıl, gönül ile doğru ve yanlışı ayırma ve Rabbini bilme özelliğini doğuştan vermiş, peygamberleri vasıtasıyla gönderdiği kitaplar ile de yasalarını bildirmiştir. İnsanlar da dilerlerse Cenâbı Allah'ın doğru yoluna, dilerlerse nefislerine uyarak kötü bir yola gitmekte serbest bırakılmıştır. Şûra 42/30: " Başınıza gelip çatan her musibet (felâket), kendi ellerinizle kazandığınız günahlar yüzündendir. Halbuki Allah, günahlarınızın birçoğunu da affetmektedir. " Kullar, yalnız ve yalnız kendi amelinin karşılığı olarak ödül ve cezayı bu Dünya'da ve ahirette görecektir. Her insan yalnızca kendinden sorumludur. En yakını dahi olsa, diğer bir insanın cezaî yükümlülüğünü taşımaz. İnsanların dilediği yolu seçmelerinde, Cenâbı Allah'ın hiçbir karışması olmamaktadır. Çünkü Allah, hiçbir kuluna zulmedici değildir. ŞİRK, İMANSIZLIK VE NANKÖRLÜK GAFLETİ 39/65: ... Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve hüsrana uğrayanlardan olursun. 5/5: ... Her kim imanı tanımazsa, bütün amelleri boşa gitmiştir... 14/18: Rablerine nankörlük edenlerin amelleri, fırtınalı bir rüzgarın tarumar ettiği küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir. Şirk (Allah'a ortak tanıma), küfür (Allah'ı inkâr etme nankörlüğü) ve imansızlık; insanların Dünya plânında işlemiş olduğu bütün amelleri yani yapmış olduğu iyiliği de kötülüğü de boşa çıkarmaktadır. Yaptıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, en büyük sapıklıktır. Kehf 18/105: " ... Kıyamet Günü onlara hiçbir değer vermeyiz. " İYİ AMELLERE FAZLASIYLA ÖDÜL 42/23: ... Her kim çalışır da bir güzellik sergilerse, ona daha fazla bir güzellik veririz... 34/37: Sizi Bize yaklaştırıp, katımızda size yakınlık sağlayacak olan ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. İman edip barışa yönelik iş yapanlar müstesna. Onlara yaptıklarının kat kat fazlası ödül vardır... 40/40: Kötü iş yapan, sadece yaptığı kadariyle cezalandırılır. Erkek ve kadından mü'min olarak iyi iş yapana gelince, işte böyleleri cennete girerler ve orada hesapsız bir biçimde rızıklandırılırlar. Cenâbı Allah; kötü iş yapanı yaptığı kadarıyla cezalandırmakla beraber, bir kısmını da rahmet ve lütfu ile affeder. Ancak güzel ve barışa yönelik amel yapanlar için ise; ayrı bir kanun, bir ihsan yasası uygulayarak onları kat kat fazlasıyla ödüllendirmektedir. İNSANA VERİLEN NİMETLER |