Kuran'da Sevgi

ALLAH KATINDA DİN İSLÂM’DIR

Din, Allahü Teâla ile insanlar arasındaki İlâhî Kanunlar'ın bütünüdür ve peygamberler aracılığı ile insanlara ulaşmıştır. Evrenin, Dünya'nın, hayatın ve insanın yaratılış gayeleri, varoluş şekilleri açıklanarak, onları manasızlıktan ve boş işlerden kurtarır. İnsanlar, Yüce Yaratıcı'larını tanıyarak hamd ve şükür etme mutluluğuna erişirler; böylece cemiyet hayatlarında da barış ve huzur içinde, kardeşçe mutlu bir hayat yaşama olanağı elde ederler. Zümer 39/3: " İyi bilin ki, halis Din ancak Allah'ındır... "

İslâm kelimesi, selâm kökünden gelir. Selâm; güven, barış, huzur, itaat, selâmlaşma anlamlarını taşır. İslâm; Allah'a teslim olma, müslüman ise islâm olan demektir. Şu halde İslâm Dini'nin esası; güven, huzur ve barıştır. Huzur ve mutluluğun mutlak sırrı; Yaratıcı'ya sığınarak teslim olma gerçeğidir. Âli İmrân 3/83: " Halâ Allah'ın Din'inden gayrisini mi arıyorlar? Oysa ki gökte ki şuurlular da, yerdekiler de ister istemez O'na teslim olmuşlardır ve yalnız O'na döndürülecektir. "

GENİŞ ANLAMDA İSLÂM

2/132: Bu Dini, İbrâhim kendi oğullarına vasiyet ettiği gibi (torunu) Ya'kûb'a da vasiyet etti. Ya'kûb da dedi ki: " Oğullarım, Allah sizin için bu Din'i seçip beğendi. Başka dinlerden sakının, yalnız müslüman olarak can verin. "
3/52: ... Havâriler, İsâ'ya dediler ki: " Biz Allah'ın yardımcılarıyız, Allah'a iman ettik. Bizim halis müslümanlar olduğumuza tanık ol. "
3/84: De ki: " Biz Allah'a iman ettik. Bize indirilene (Kur'ân'a), İbrâhim'e, İsmâil'e, İhsak'a, Ya'kûb'a ve torunlarına indirilene de, Mûsa'ya, İsâ'ya ve peygamberlere Rablerinden verilene de inandık. Onlardan hiçbiri arasında bir ayırım yapmayız. Ve biz, ancak Allah'a boyun eğen müslümanlarız. "


Kur'ân; ilk insan ve Peygamber Hz. Adem'den Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) e kadar, insanlara vahy ile gelmiş bütün kitapların getirdiği dinin bütününe İslâm demektedir. İslâm Dininin dar çerçevesinde kalan kısmı, Peygamber Efendimize Kur'ânı Kerîm ile gelen son parçasıdır.

Cenâbı Allah, vahiyle gelen Tevrat ve İncil bağımlısı olanlara kitap ehli demektedir. Bunlar, Kur'ân'ın hiçbir ayetinde " Ayrı bir din mensubu " olarak vurgulanmamıştır. Ancak insanlar tarafından ortaya atılan uydurma dinlerden sakınılması uyarısı yapılmıştır. Kitap ehlinin büyük bir bölümü, vahyin doğrultusundan sapmış bir kısmı ise takva sahibi olmuşlardır. Ali İmran 3/113-115: " Kitap Ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) hepsi bir değildir. İçinden Allah huzurunda el bağlayan, hak ve adaleti ayakta tutan bir zümre de vardır... Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanırlar, iyiyi ve güzeli emrederler... Hayır işlerinde yarışırcasına koşarlar... Allah, takva sahiplerini çok iyi bilmektedir. " Vahiyden sapan kitap ehli ise Kur'ânı yalanlamışlar, cennete lâyık yegâne toplumun kendilerinin olduğunu iddia etmişlerdir. Ancak aralarında bir zümre de var ki; hem kendi kitaplarına, hem de Hz. Muhammed (s.a.v.) e gelene inanmışlar ve hep müslüman olduklarını vurgulamışlardır. Kasas 28/52-53: " Bundan evvel kendilerine kitap verdiğimiz öyle kimseler vardır ki, bu Kur'âna da iman ederler. Kur'ân kendilerine okunduğunda; " Biz buna iman ettik, şüphe yok ki bu Rabbimizden gelen bir hak Kitaptır. Doğrusu biz, daha önceden de müslümanlardandık. " derler. "

Bütün peygamberler; toplumlarına Allahü Teâlâ'ya iman ederek O'na teslim olmayı tebliğ etmişlerdir. Vahy ile gelmeyen uydurma dinlerden sakınmalarını, başkalarını ortak koşmadan aracısız olarak, içtenlik ve samimiyet ile Cenâbı Allah'a ibadet edilmesi gereğini anlatmışlardır. Allah'ın Din'i İslâm; bütün insanlara güven, huzur ve barışı sağlayan İlâhî Yasa'ların bütünüdür. Şu halde; kitap sahipleri olan Hz. Mûsa'ya, Hz. Davûd'a ve Hz. İsâ'ya gelen vahy'ler Allah'ın Dini'dir ve İslâm Dini'nden de başka bir şey değildir. İslâm'dan gayri bir din, muhakkak ki Allah'ın Dini olamaz.

DAR ANLAMDA İSLÂM

5/3: ... Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizde ki nimetimi tamamladım ve sizin için İSLÂM'ı seçtim...
5/48: (Ey Muhamed) Sana bu Kitab'ı (Kur'ânı Kerîm'i) hak ile indirdik. O, kendinden önceki kitapların tasdikçisi ve bekçisidir.


Ayet ile belirtildiği gibi; Hz. Muhammed (s.a.v.)e vahiy ile gelen son dine de İslâm adı verilmiştir. Kur'ân; önce gelen İlâhî Kitap bağımlılarını da müslüman olarak isimlendirdiğinden, vahy ile inmiş dinler de İslâm Dini'dir. Kitapların sonuncusu olan Kur'ânı Kerîm; diğer kitapları tasdik eder ve önce gelen kitap ve sahifelerin bir bölümü kayıp ve tahrif olduğundan bir bütün olan İlâhî Yasalar'ın da bekçisi ve gözcüsüdür. Allah'ın Yasa'larını Kur'ân Kıyamet'e kadar koruyacaktır.

İslâm Din'i, bütün insanlara bir rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin bildirdiği ve aynı zamanda bütün peygamberlerin tebliğ etmiş olduğu dindir. Allah katında din; insanlara güven, huzur ve barışı sağlayan İslâm Dini'dir.

ALLAH KATINDA DİN İSLÂM'DIR

3/19: Allah katında din ancak İslâm'dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim (vahiy) geldikten sonra, aralarında kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler...
30/30: Yüzünü hak Din olan İslâma çevir. O fitrat (yaratılış) Din'i ki, Allah insanları o Din üzerine yaratmıştır...
3/85: Her kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, o kimseden bu din asla kabul edilmez ve o kimse ahirette ziyana uğrayanlardan olur.


İnsanlar; aralarındaki kıskançlık ve azgınlıkları yüzünden, vahiy ile indirilen kitapları, kendi nefisleri istikametinde manalarını değiştirmeye ve bozmaya çalışmışlardır. Ancak mutlak din; insanlara, barış, huzur, güven veren İslâmiyet'tir. Çünkü Allah, insanları, yaratılıştan o din üzere var etmiştir. Her kim, Allah'ın Dini olan İslâmdan başka bir din ararsa, onlar zarara uğrayanların ta kendileri olurlar.

Bazı İslâm bilginleri : " İslâmın dışında başka bir din kabul olunmaz. " ifadesini; yalnızca Hz. Muhammed (s.a.v.)e ineni İslâm Dini, diğer peygamberlere geleni de başka dinler olarak, yanlış bir anlayışla algılamışlardır. Oysa, Allahü Teâlâ'nın Dini bütündür. Bütün peygamberlere inen vahiylerin tümü, Genel Vahiy Kitabını oluşturur. Kur'ânı Kerîm'de, onların bir parçası hülasası ve son şeklidir. Hepsinin ismi de Allah'ın Din'i olan İslâm'dır.

KİTAPLARDA YOL VE METOT FARKLILIĞI

5/47: İncil'e inananlar, Allah'ın bu kitapta vahyedip indirdiklerine göre hükmetsinler. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar dinden çıkmışlardır.
5/48: Sana bu Kitab'ı (Kur'ânı Kerîm'i) hak olarak indirdik. O, kendinden önceki Kitab'ların tasdikçisi ve koruyucusudur... Her biriniz için bir yol ve metot belirledik. Allah dileseydi sizi elbette bir tek topluluk yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi sınava tabi tutacak. O halde, durmayın hayırlarda yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir.
5/68: Kitab sahibi insanlar! Sizler Tevrat ve İncil'i ve Rabbinizden sizin için indirilen hükümlerini tatbik edip yerine getirmezseniz, hiçbir sözünüzde durmamış olursunuz.
3/113-115: Ehli Kitab (Yahudi ve Hıristiyanların) hepsi bir değildir. İçinden Allah huzurunda el bağlayan, hak ve adaleti ayakta tutan bir zümre de vardır. Gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah'ın ayetlerini okurlar. Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanırlar, iyiyi ve güzeli emrederler, kötüyü ve çirkini yasaklarlar. Hayır işlerinde yarışırcasına koşarlar. İşte onlar barış ve iyilik sevenlerdir... Allah, takva sahiplerini çok iyi bilmektedir.
29/46: ... Şöyle deyin: " Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik; Tanrınız ve Tanrımız bir. Ve biz O'na teslim olanlarız. "


Cenâbı Allah; Yahudi ve Hıristiyanlardan da kitaplarındaki yasalara uymalarını ve o esaslara göre hüküm vermezlerse, "dinden ve imandan sapmış kimseler olurlar. " uyarısını yapmaktadır.

En son gelen ve en mükemmel vahy Kitabı olan Kur'ânı Kerîm, önceki kitapları tasdik eder. Onların üzerinde emin bir koruyucu ve muhafız durumundadır. Çünkü Tevrat, Babilliler tarafından yok edildiğinden sonradan sözlü aktarım ile yeniden yazılarak orjinalliği kaybolmuş, İncil ise gerçek İncil yok edildiğinden birbiriyle bile çelişkili dört İncil esas kabul edilmiştir. Son gelen ve bir harfi bile kıyamete kadar değişmeyecek olan Kur'ân, diğer İlâhî Kitaplar içinde emin bir kaynaktır. Cenâbı Allah; insanları tek bir topluluk da yapabilirdi, ancak böyle yapmadı. Yaratan Mutlak ve Tek Kudret olduğuna göre İlâhî Kitaplarda, yol ve metotdaki küçük değişiklikler dışında, esasda hiçbir fark yoktu. Yani peygamberlere indirilmiş kitaplar ve sahifeler birleştiğinde, tek ve kalın bir kitap haline de gelebilirdi. İşte esası bir fakat yol ve metotları ayrı olan bütün kitap verilen insanların, yasalara göre sınava tabi tutulacaklarını Cenâbı Allah takdir etmiş, insanlara da peygamberleri ve kitapları vasıtasiyle bildirmiştir. O halde durmayın hayırlı işlere koşun, sonucu güzel işler için yarışın. Sonunda hepiniz Allah'ın huzurunda toplanacaksınız. O size tartışmakta işlediğiniz fiillere göre hak ettiğiniz ceza veya ödülü verecektir.

KIYAMETTE HER ÜMMET KENDİ KİTABINA DAVET EDİLİR

45 /28: Kıyamet günü tüm ümmetleri (toplulukları), toplanıp diz çökmüş görürsün. Her topluluk kendi kitabına davet edilir. Bugün yapıp ettiklerinizin karşılığı ile yüzyüze getirileceksiniz.


İnsanlar kendi inançlarında Bakara 2/256 " Dinde zorlama yoktur. " ayetinin genel prensibine uygun olarak, dilediği ilâhî kitabı seçmekte özgür bırakılmışlar ve Kıyamet'te de her topluluğun kendi kitaplarına göre ceza veya ödül göreceği belirlenmiştir.

Ancak ; diğer İlâhî Kitap'ları tasdik ve özetleyen, insan fıtratına (yaratılışına) uygun bir çok yeni hükümlerle en son gelenin, en mükemmel olması doğal bir neticedir. Kur'ânı Kerim; manası ve sözü ile hiç bozulmadan Kıyamet'e kadar orijinalliğini koruyacak, insanlarda hakikatleri bilme ve kurtuluş ümidi olmaya devam edecektir.

İBADET