Kuran'da Sevgi

BOZGUNCULAR

Bozgunculuk veya fesad tabiattaki dengeyi bozma, karışıklık çıkarma, haddi aşıp zulmetmek anlamındadır. Bozgunculuğun karşıtı ise; rahatlık, sulh, iyilik manalarını taşıyan salâh'tır. Nisa 4/128: " ... Esasen nefisler, hırs ve kıskançlıklarla dolu olarak yaratılmıştır... "

Yaratılışlarındaki doymazlık, hırs ve kibirle azgınlaşan insanlar, tabiattaki dengeyi bozmaya çalışmaktadır. Kan dökme ve öldürme ile birlikte gelen bozgunculuk, birçok insanı yok etmiş ve medeniyetleri de çökertmiştir. Allahü Teâlâ; yaratılış ve oluştaki olgunlaşma gereği, dengeyi bozmak isteyen bozgunculara bir zaman tanımakta; sonuçta da inançlı, adil insanların karışıklık çıkaranlara karşı, mutlak zaferi ile neticelenmektedir.

ALLAH BOZGUNCULARI SEVMEZ

5/64: ... Allah, bozguncuları sevmez.
13/25: ... Yeryüzünde bozgun çıkaranlara lânet olsun.
16/88: ... Bozguncuların azablarını kat kat arttıracağız.


Cenâbı Allah, bozguncuları sevmez. Onlar Dünyada ki sınavlarını kaybetmişlerdir. Azab çekerek sonsuz rahmetten mahrum bırakılacaklar, ahiret hayatları da cehennemlik olacaktır. Orada korkunç bir azab onları bekliyor.

YERYÜZÜNDE BOZGUN ÇIKARMAYIN

7/85: ... Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın...
29/36: ... Bozgunculuk yaparak ülkenin huzurunu kaçırmayın.


Bozgunculukla insanların huzurunu kaçırmayın ve ülkeyi bir kargaşaya sürüklemeyin. Hep yardımlaşın ve sulh için çalışın.

BOZGUNCULUK İNSANLARIN ÜRÜNÜDÜR

2/30: ... Rabbin meleklere: "Ben Yeryüzünde bir halife yaratacağım." dediği zaman, melekler: "... Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?...
30/41: ... İnsanların elleriyle kazandıkları yüzünden denizde ve karada bozgunculuk ortaya çıktı. Umulur ki dönerler.


İnsanların; yaratılış düzeni ve İlâhî Yasa'ların aksine hareket ederek, işledikleri kötü fiillerinden dolayı tabiatta dengesizlikler, uygunsuzluklar meydana geldi. Denizlerin kıyıları molozlarla dolduruldu, suları da türlü zehirli atıklarla kirletilerek yapısı bozuldu, havada ki ozon tabakası da delindi. Aynı şekilde karaların da düzeni bozguna uğradı. İnsanların sosyal yaşamında da; ahlaksızlık, adaletsizlik, şirk, ihanet, yalancılık, inkârcılık, ihtiras, cehalet sebebiyle bozgunculuk had safhada yaygınlaştı. Mü'minun 23/71: " Eğer Allah, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı; gökler de, Yeryüzü de, bunların içindekiler de bozguna uğrardı... "

" Umulur ki dönerler " Yani bozgunculuk yapanlar, çok büyük bir günah işlemekteler. Ancak onların bu amelden (çalışmadan) dönmeleri umulur. Önce tövbe ederek iman etmeleri, İlâhî Yasa'lara uymaları, kötü çalışmalarının yerini salih amellerin alması gerekir. Ancak o zaman kurtuluşa erişebilirler.

ÖLDÜRMEKTEN DAHA KÖTÜDÜR

2/217: ... Fitne, bozgunculuk öldürmekten daha kötüdür.


Bozgunculuk, Allah katında çok ağır bir günahtır. Çünkü fitne ve bozgunculuk, kan dökmeyi ve öldürmeyi beraberinde getirir. Böylece birçok masum insan hayatlarını kaybederler. Kasas 28/4: " Firâvun memleketin başına geçti ve halkını guruplara ayırdı. İçlerinden bir topluluğu güçsüz bularak horlayıp eziyordu. Bu topluluğun erkek çocuklarını boğazlıyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozguncunun biriydi. " İşte yaratılış düzenini bozan bu zulmün, karışıklığın durdurulması, yaratılışın korunması gereğidir. Allahü Teâlâ; bunun için bozgunculara hiçbir zaman sonsuz fırsat vermemiş ve onların zulmünü bir gün mutlaka sona erdirmiştir. Bakara 2/251: " (Davûd ve beraberindekiler) Allah'ın izniyle (zulmeden Calût ve ordusunu) tamamen bozguna uğrattılar... Eğer Allah, insanların bir kısmını diğer bir kısmı ile önleyip savmasaydı, Yeryüzü muhakkak karışıklığa uğrardı... " Ayetle ilâhî bir prensip belirtilmiştir. Bozgunculuk yapanlar; bir süre sonra, inançlı, adalet sahibi bir gurup insan tarafından yok edilmektedir. Bozguncuların yok edilmesi, bazen onlar gibi kötü bir gurup vasıtasıyla da olabilir, mafia çetesi ve babalarının birbirlerini yok ettikleri gibi.

SALTANAT İÇİN YAPILAN BOZGUNCULUK

27/34: ... Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orada bozgun çıkarırlar; oranın şerefli ve makam sahibi insanlarını, hor görür ve perişan ederler...
89/11-12: (Firavûn ve yandaşları) Memleketlerinde azıp zulmetmişlerdi. Ve oralarda bozgunu çoğaltmışlardı.


Hükümdarlar bir memlekete girerler veya orayı istila ederlerse; kuvvetlerinden dolayı gururlu ve saltanat hırslarının esiri olarak, halkın hak ve adaletini çiğnemek suretiyle bozgun çıkarırlar. O ülkenin şerefli ve onurlu insanlarını hapseder veya öldürerek memleketi kana bularlar.

Firavûn da memleketinin başına geçtiği zaman, nefsinin kötü arzularına tabi olarak azmış, adaleti çiğneyerek halkına zulmetmiş, saltanatının devamı içinde bozgun çıkararak günahsız insanları öldürtmüştü. Ancak kargaşa çıkaranların sonu mutlaka ceza ile bitmektedir. Neml 27/14 : " ... Bak da gör, nasıl olmuştur o bozguncuların sonu!.. "

İKİ YÜZLÜLER (MÜNAFIKLAR)

2/89: İnsanlardan öyle kimseler vardır ki: " Allah'a ve Ahiret Günü'ne inandık. " derler. Halbuki onlar inanmış değillerdir. Allah'ı ve mü'minleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar ve farkına varmazlar.

2/14: Bunlar iman etmiş olanlarla yüzyüze geldiklerinde, " iman ettik " derler. Kendi şeytanlarıyla başbaşa kalınca da; " Emin olun, biz de sizinle beraberiz, biz onlarla ancak alay edicileriz. " derler.


Münafık; iki yüzlü, araya anlaşmazlık sokan, bozgun çıkaran, verdiği sözü bozan, yalan söyleyen, hıyanet eden, görünüşte müslüman olup hakikatte kâfir ve düşman olan anlamlarına gelmektedir.

İki yüzlüler; görünüşte müslüman, fakat gerçekte inanmayan, içi ve dışı başka olan yalancı sapıklardır. Mü'minlerin inançlarını bozan, onlara maddî ve manevî zararlar veren; kâfirlerle işbirliği yaparak gizli bilgileri dışarıya sızdıran, hainlik yapan, gerçek bozgunculardır. Nisa 4/138: " İki yüzlülere müjdele ki, onlara son derece acıklı bir azab vardır. "

KİBİRLİLER