KURAN’IN İÇERİĞİ OKULLARDA SEÇMELİ DERS OLARAK ÖĞRETİLMELİDİR.

Kuran uyarıyor! Ali İmran 3/103-105: «Hep birlikte Allah’ın ipine (Kuran’a) yapışın. Çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. Böyle olanlara çok büyük azap vardır. » İslamiyette; Hz. Muhammed (s.a.v.) ve ilk dört halifeden sonra birlik temin edileceği yerde, küçük gruplar halinde yüzlerce mezhep, tarikat ve cemaat ortaya çıkarak dinimiz bölünmüştür. Ancak vahyi öğrenebilmek için Allah’ın ipine sarılmalı, mutlaka Kur’an’a dönülmelidir. İlk öğretim ve lise çağındaki tüm öğrencilerimize seçmeli ders olarak Kur’an’ı Kerim’in içeriği öğretilmelidir. Ülkemizde gurur duyacağımız çok kıymetli ilahiyatçılar yetişmiştir. Öğrencilerin yaş grubuna göre hazırlanacak Kur’an’ın anlamını içeren kitaplar, öğretenlere de fayda ve kolaylık sağlar. Böylece Rab’bimizin kılavuzluğunda ülkemize faydalı hizmetlerde bulunacak inançlı, çalışkan, bilgili bir nesil yetişecektir.

BUNLAR KUR’AN’IN ANLAMINI İNCEDEN İNCEYE DÜŞÜNMÜYORLAR MI? (Muhammed 47/24)

Yüce Yaratan vahy ile insanları aydınlatmış, doğru dini edinmenin fevkalade önemini Kur’an’ın ilk suresi ve ilk ayetinin ilk kelimesi olan OKU emriyle vermiştir. Şu halde okumak ve öğrenmek Müslümanların birinci vazifesidir. Bu dünyada nasıl yaşamalıyız, görevlerimiz nelerdir? Öldükten sonra tekrar yaşam var mı? Gibi çok mühim soruların cevaplarını öğrenecek, evreni ve insanları yaratan Yüce Allah’ı kendi sözleriyle tanıyacağız.

Oku yaratan Rab’bin adına. O insanı sevgi ve ilgiden yarattı. Oku! Zira Rab’bin sonsuz kerem sahibidir. O insana (bilgiyi) kalemle (kaydetmeyi) öğretti. (Alak 96/1-5)
Kur’an’ı ağır ağır, düşüne düşüne oku! (Müzemmil 73/4)
Kur’an insanları kalp gözlerini açacak ışınlardan oluşur… (Casiye 45/20)

Müslüman ülkelerin büyük bölümünün geri kalmalarının başlıca nedeni; Kur’an’ı Kerim’in OKU emrini yerine getirmediklerinden bilgi sahibi olamamışlar, kendilerini de geliştirememişlerdir. İlahi yasaları Arapçadan okumanın veya dinlemenin verdiği haz mutlaka büyüktür. Ancak Kur’an’ı kendi dilinden okuyarak içeriğini öğrenmek ise bu mutluluğun çok daha ilerisindedir.

YÜCE ALLAH İNSANLARDAN NELER İSTİYOR?

Rab’bimiz kullarından öncelikle iman ederek takva sahibi olunmasını, çok çalışarak değer üretmelerini ve insanları sevmelerini istemektedir.

1) Takva sahibi ol! Hucurat 49/13: «Muhakkak ki Allah’ın yanında en değerli olanınız, takvada en ileri olanınızdır. » Takva; korunma, sakınma, korkma anlamına gelir. Rab’bimizin emirlerine sımsıkı sarılmak, yasaklarından da korunmaktır. Takva sıfatlarını kazanabilmek için Kur’an’da yaklaşık on temel ibadet emrinin bulunduğu gözlemlenmiştir.:1) İnfak, 2) Namaz, 3) Zekat, 4) Af Edici ve Dileyici Olma, 5) Sabır, 6) Oruç, 7) Muhsin Olma, 8) Ahde Vefa, 9) Adalet ve Dürüstlük, 10) İlim. İbadet ile ilgili diğer bir ayette de şöyle buyrulmaktadır. Zariyat 51/56: «… Ben cinleri ve insanları sadece Bana kulluk etsinler diye yarattım…»

2) Çok çalışarak değer üret! Necm 53/39-41: «Şu bir gerçek ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur. Onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir. »
İman edip salih amel (insana hizmete ve barışa yönelik fiiller) işleyenler, yaratıkların en hayırlılarındandır. (Beyyine 98/7)
İş yapıp değer üretin… (Tevbe 9/105)
İlim ve teknoloji öncülüğünde çok çalışarak değerli işler üretin. Yüce Allah sevgili Peygamberine de çalışma ile ilgili şöyle buyurmuştur. İnşirah 94/7: « (Resulüm) işlerinden boşaldığın zaman, yeni bir işe başlayıp yorul. »

3) İnsanları sev! Ali İmran 3/119: «Ey iman edenler! Siz öyle kimselersiniz ki, inanmayanlar sizi sevmedikleri halde onları seversiniz.» İman sahipleri, ister dost olsun isterse düşman olsun bütün insanları severler. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler ve bütün varlıklar Yüce Yaratan’dan dolayı sevilmelidir. Bu gerçeği büyük tasavvuf şairi Yunus Emre’de şöyle ifade etmiştir: «Yaratandan dolayı yaratılanları severim. »

YAPTIKLARINIZDAN MUTLAKA SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ (Nahl 16/93)

Büyük bir lütuf ile bizleri Yaratan’ın misafiri olduğumuz bu Dünya hayatında yaşamımız boyunca yaptıklarımızdan imtihan edilmekteyiz. Zilzal 99/7-8: «Kim zerre kadar bir iyilik yapmışsa onun karşılığını görecektir. Her kim de zerre kadar kötülük yapmışsa o da onu görecektir. »

Azmış olan ve iğreti hayatı seçmiş olan için cehennem barınağın ta kendisidir. (Naziat 79/37-38) Güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var… Cennetin dostlarıdır onlar. (Yunus 10/26)

KURAN’IN İÇERİĞİNİN ÖĞRETİLMESİYLE MÜKEMMEL BİR NESİL YETİŞECEKTİR

Dünyaya gelmelerinde sadece ana-babalarının sebep olduğunu zanneden genç öğrenciler, Kur’an’ı Kerim ile kendilerini yaratan kudretin Allah olduğunu öğrenirler. Lokman 31/14: «…Önce Bana (Allah’a) sonra da ana-babana şükret. Dönüş ancak Bana’dır. » Rab’bi tarafından var edildiğini öğrenen kul, yaratanına minnet ve şükran duygularıyla bağlanır. Hucurat 49/7: «…Allah, imanı size sevdirmiş ve onu gönüllerinizde süslemiştir…» iMinnet hisleri zamanla daha da artan öğrenci, neticede kalbindeki iman ışığını ateşler. Yüce Allah’ın da bu sevgi cereyanına cevap vermesi ile iman nimeti tasdik edilmiş olur.

…Kim Allah’a iman ederse, Allah onun kalbini doğruya ve güzele kılavuzlar. (Tegabün 64/11) …Şu bir gerçek ki, Allah iman edenleri doğru yola mutlaka ulaştıracaktır. (Hac 22/54)

Yunus 10/100: «Allah’ın izni olmadıkça hiçbir nefsin iman etmesi mümkün değildir…» Kul Rab’binin imanını onaylamasıyla, başarılı ve mutlu bir hayata başlar. Rab’binin kılavuzluğu ile çalışkan, bilgili, dürüst, sevgiyle dolu yetişen genç öğrenci, ahiret yaşamında da Allah’ın lütfu ile cenneti hak etmiş olur. Eğitim sonrası hayatında çok çalışarak değer üreten, salih amel sergileyen, hayır işleri yapan, ülkesine faydalı hizmetlerde bulunan saygın vatandaşlar arasına girer. Ancak Kur’an’ın yasalarını öğrenmeyen ve uygulamayanlar şeytanın can yoldaşı olmaktan kurtulamaz ve doğru yolu da bulamazlar (Zuhruf 36-37). İşte bu çok önemli nedenlerle Kur’an’ın içeriği tüm ilk öğretim ve liselerde seçmeli ders olarak öğretilmelidir.

KURAN'IN ANASI OLAN MUHKEM AYETLER AÇIK BİR DİL İLE İNDİRİLMİŞTİR