TEVRAT, ZEBUR, İNCİL
ve
KUR'AN'DAN GÖZLEMLER


YAHUDİ DİN ADAMLARININ DÜŞMANLIĞI

Hz. İsa zamanında Filistin, çok tanrılı putperest Romalılar'ın egemenliğindeydi. Bu Greko-Romen kültüründen etkilenen İsrailoğulları'nın inançlarında çöküntüler meydana getirmiş, dinlerini farklı yorumlayan birçok mezhepler oluşmuştu.

Din Adamlarının Durumu

Meydana gelen birçok mezheplerden en önemlileri Ferisiler ve Saddukiler'di.

Ferisiler; dindar bir Yahudi mezhebiydi, Tevrat'a ve dinsel kurallara bağlıydılar. Ancak bu samimi inançlarını zamanla kaybettiler. Çarpık inançlara sapmış geleneklerini Tevrat'a karıştırarak bunları yasalaştırmışlardı. Halk üzerinde büyük bir otoriteye sahiptiler ve saygı görüyorlardı. Oluşturdukları sahte din, onlara hem mevki ve hem de çıkar sağlıyordu.

Saddukiler, yalnız Hz. Musa'nın kitaplarını kabul ediyorlar; ölümden sonra ki yaşam, diriliş, cennet, cehennem düşüncesine ve cin, melek gibi olağanüstü varlıklara inanmıyorlardı. Hepsi zengindi, Roma yönetimi ile işbirliği içindeydiler, onlardan büyük menfaatleri vardı.

Ferisiler ve Saddukiler'de Romalılar'ın yönetiminden memnundular, çünkü mevcut düzenden çıkar sağlıyorlardı. Hz.İsa; Roma'nın getirdiği putperest kültürünü ve sapmış din adamlarını hedef almıştı. Onları doğru yola, Tanrı'nın yoluna davet ediyordu. Bu durumdan çok rahatsız olan din adamları, Hz.İsa'ya karşı çıkıyor, onu büyücülükle suçluyordu.

Hz.İsa Sapmış Din Adamlarını Uyarıyor

Bazı din adamları; Tevrat Yasası'nı kuşaktan kuşağa değiştirmişler, kendi çıkarlarına uygun bir din meydana getirmişlerdi. Markos 7 / 1, 8,13: «İsa, Ferisilere ve bazı din bilginlerine şöyle dedi: Siz Tanrı buyruğunu bir yana bırakmış, insan töresine uyuyorsunuz... Kuşaktan kuşağa aktardığınız törelerle, Tanrı'nın sözünü geçersiz kılıyorsunuz.»

Hz.İsa halkın önünde din bilginlerini sahterkarlıkla, zavallı dul kadınları kandırarak çıkar sağlamakla suçluyordu. Luka 20/45,46: « Bütün halk dinlerken İsa öğrencilerine şöyle dedi : Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan hoşlanan, meydanlarda selâmlamaya, havralarda en seçkin yerlere, şölenlerde baş köşelerde kurulmaya bayılan din bilginlerinden sakının. Dul kadınların malını, mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun dua eden bu kişilerin cezası daha ağır olacaktır.»

Din adamları; Tanrı sevgisini ve adaleti herşeyden üstün tutacakları yerde, bu gerçeği ihmal ediyor, sahtekârlık yapıyorlardı. Luka 11 / 42, 46: « Vay halinize ey Ferisiler! ... Adaleti ve Tanrı sevgisini ihmal edersiniz... İnsanlara taşıması güç yükler yüklersiniz, kendiniz ise bu yükleri kaldırmak için parmağınızı bile kıpırdatmazsınız.»

Menfaati Bozulan Dincilerin Düşmanlığı

Hz.İsa halkın önünde bazı din bilginleri ve Ferisiler'in iç yüzünü birer birer açıklayınca, onların düşmanlıkları daha da artmıştı. Matta 21/45,46 : « Başkâhinler ve Ferisiler, İsa'nın anlattığı benzetmeleri duyunca bunları kendileri için söylediğini anladılar. Onu tutuklamak istedilerse de halkın tepkisinden korktular, halk onu peygamber sayıyordu. »

Bir taraftan din adamları Hz.İsa'yı yalancı peygamber ilân ederek halkın gözünden düşürmeye çalışmışlar ve bunda da muvaffak olmuşlardı. Yahudi halkı içinde Hz.İsa'ya iman etmiş, ancak küçük bir topluluk olan Nasraniler vardı. Diğer taraftan Roma yönetimi ile Greko-Romen kültürünü kabul edenler Hz.İsa'dan rahatsız oluyordu. Çünkü o, ünü bütün ülkeye yayılmış Yahudilerin kurtarıcı kralı Davut oğlu İsa Mesih'ti.

Hz.İsa, tüm bu olumsuzluklar karşısında peygamberlere özgü sabrıyla, tebliğ görevine devam ederek insanları Tanrı yoluna davet ediyordu.

Kur'an'ı Kerim, Hz.İsa'ya karşı oluşan cepheyi şöyle bildirmektedir. Zuhruf 43/63, 65 : « İsa açık kanıtlarla geldiğinde demişti ki: Ben size hikmet getirdim ve tartışıp durduğunuz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O halde Allah'tan korkun ve bana itaat edin... Böyle iken aranızdan çıkan hizipler anlaşmazlığa düştüler...»

HZ. İSA'NIN ÖLÜMÜ