TEVRAT, ZEBUR, İNCİL
ve
KUR'AN'DAN GÖZLEMLER


KUR'AN'DA "SÜNNET"

Müslümanlarda sünnet; Allah ile bir antlaşma değil, O'nun yasalarına uymanın bir simgesidir.
Ey Muhammed, İbrahim'in dinine uy. Sana (Muhammed'e), “Doğru yola yönelen İbrahim'in dinine uy; o Allah'a ortak koşanlardan değildi” diye vahyettik. (Nahl 16 / 123)
Ey Muhammed, de ki...Tamamen hakka yönelen İbrahim'in dinine uyun, o puta tapanlardan değildi. (Ali İmran 3/95)

Kur'an'da sünnet ile ilgili bir açıklama bulunmamakla beraber, yukardaki ayetlerde görüldüğü gibi Hz.Muhammed (s.a.s.)'e “İbrahim'in dinine uy!” emri verildiğinden, Allah'ın Elçisi de sünnet uygulamasını devam ettirmişti. Zaten sünnet; eskiden beri cahiliye devri Arapların da devam ettirdiği bir adet olduğundan, erkek çocukları küçük yaşlarda sünnet edilmekteydi.

Sünnet, erkek üreme organının uç kısmını örten derinin yarısının kesilmesidir. Hz.Muhammed (s.a.s.) torunları Hasan ve Hüseyin'i, sekiz günlükken sünnet ettirmişti. İslâmiyette sünnetin hangi yaşlarda yapılması gereğine ait kesin bir görüş yoktur, sekiz günlükten onüç yaşına kadar değişmektedir. Çocuklar dini yükümlülüklerini uygulayabilmek için, sünnet öncesi bir hazırlık devresini yaşamalıdır. İslâmiyeti kabul eden her kişinin, ileri yaşlarda da olsa sünnet olma yükümlülüğü vardır. Hz.İbrahim sünnet olma emrini doksandokuz yaşındayken almış, onüç yaşındaki oğlu İsmail ile ayni gün sünnet olmuştu. Sonradan ikinci oğlu İshak'ı da sekiz günlükken sünnet etmişti.

Yüce Allah'ın emri ve yaratılışın gereği olan sünnetin tıbbi faydaları, ilmin gelişmesi ile daha iyi anlaşılmış, özellikle Batı toplumlarında ve Amerika Birleşik Devletlerinde, sünnet oranı belirgin bir şekilde artmıştır.


ÖZET