ÖĞRENİM VE EĞİTİM

Yeryüzü, halife görevi verilerek yaratılan kadın ve erkeğin olgunlaşıp kemale erişme yeridir. Yaratılış yasaları icabı tüm insanlar yaptığı işlerden dolayı sınava tabi tutulacaklar, yalnızca kendi düşünce ve çalışmalarının hak ettirdiği ödül veya cezayı göreceklerdir. Kur'ân, gerek kadın ve gerekse erkekten ilim sahibi olmalarını, yaşamlarını da bu bilgiler istikametinde düzenlemelerini istemektedir. Böylece İlâhî Yasalar'ın öngördüğü fiiller sergileneceğinden, Yüce Allah'ın sevgi ve rahmetine kavuşulmuş olacaktır. Şu halde okuyarak bilgi sahibi olmak yaşamın temel şartıdır. İlâhî Yasalar'ın öğrenilmesi için muteber Kur'ân- Kerîm çevirileri okunmalı; ayrıca pozitif ilimler öğrenilerek çağdaş bilgiler ile donanılmalıdır. Bilim ve teknolojinin dev adımlar ile ilerlediği çağımızda, öncelikli görevi gereği geleceğin neslini yetiştiren kadın, bilgi sahibi olmazsa, çocuklarını yarınlara nasıl hazırlayabilir? Böyle bir ülkenin geleceği de geri kalmışlıktan kurtulamaz.

Kuvvetin egemen olduğu eski devirlerde kadına değer verilmemiş, ikinci sınıf insan durumuna düşürülmüştü. Ancak İslâmiyet' in gelmesi ile, yaratılışı gereği hakkı olan konumunu kazanmıştı. Hz. Peygamber'imizden sonraki devirlerde Arap örf ve adetleri, Kur'ân' ı Kerîm'in kadına vermiş olduğu birçok hakları geri almış, aile kurumunu bozan çok evlilik de devam ettirilmişti. Aşırı örtülerek eve kapatılan kadın cahil kalmış, ne kendisine ve ne de çevresine fayda sağlayamaz hale getirilmişti. Oysa gerek Kur'ân'da ve gerekse Hz. Peygamber'imizin Sünnet'inde böyle ilkel hükümler bulunmamaktadır.

YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU

96/1-5 : Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı embriyodan (ilişip yapışan bir sudan) yarattı. Oku, Rabbin en büyük cömertliğin sahibidir. O'dur kalem ile öğreten. İnsana bilmediğini öğretti.
39/9 : ...De ki : Bilenler ile bilmeyenler hiç eşit olur mu?


Kur'ân; cins, yaş, renk farkı gözetmeksizin bütün insanları muhatap alır. Oku emri ile başlayan ve Kur'ân-ı Kerîm'in ilk sözü olan ayet, her ne kadar Hz. Peygamber'e yöneltilmişse de hitap bütün insanlaradır. Yüce Allah'ın lütfu ile yaratılan kadın ve erkek, dünya hayatını düzenleyen İlâhî Yasalar'ı öğrenmekle yükümlüdür. İnsanın kendisini tanımasını, yaratılma sebeplerini,Yüce Yaratıcı'ya olan görev ve sorumluluklarını, kendisine, yakınlarına, milletine ve tüm insanlara faydalı olabilmek için neler yapması gerektiğini mutlaka bilmelidir. Bu da ancak Kur'ân'ın önerdiği gibi okumakla, bilgi sahibi olmakla yerine getirilir. Öğrenim ve eğitim yapmayan bir insan cahil kalarak görevlerini, sorumluluklarını yerine getiremez. Olgunlaşıp kemale eremeyeceğinden bu dünya'daki sınavını kaybetmekten de kurtulamaz. Kur'ân, öğrenim ve eğitim görmeyenlerden uzak durulması uyarısını yapıyor. Araf 7 / 199 : «...Cahillerden yüz çevir.» Bilginin önemi için de şöyle buyurmaktadır. Zümer 39/9: «Bilenler ile bilmeyenler hiç eşit olur mu?» İlâhî Yasalar ile birlikte Tıp, Kimya, Matematik, Çevre Bilimi, Hukuk, Psikoloji v.s. gibi faydalı ilimleri öğrenmek ve uygulamak, başkalarına da öğretmek insanlara ne büyük bir hizmettir.

Öğrenim ve eğitim görmüş kadınlar; kocalarına iyi bir arkadaş, ailelerine maddî ve manevî yönden fayda sağlayan, öncelikli görevi icabı çocuklarını bilimsel terbiye etmek iyi ve bilgili bir neslin yetişmesine sebep olmak gibi, topluma da birçok alanlarda hizmet vermektedirler. Kadın evde oturmalı, erkekler ile temas etmemelidir. düşüncesini taşıyanlar; kadını eve hapsedip bilgisiz bırakarak, ikinci sınıf insan durumuna düşürmüşlerdir. Böyle ilkel hükümler Kur'ân'da da, Sünnet'te de yoktur. Bunlar Hz. Peygamberimizden sonraki devirlerde zalimce yapılan saptırmaların acı bir ürünüdür. İlim ve teknolojinin büyük bir hız ile ilerlediği çağımızda, kültür ve bilgiden yoksun bir kadın; ne ailesine, ne çocuklarına, ne toplumuna ve ne de kendisine faydalı olamaz. Bazı İslâm ülkeleri; nüfusunun yarısını teşkil eden kadınlarını sosyal hayata sokmadıklarından, onların büyük gücünden istifade edememiş, her alanda da geri kalarak gelişememişlerdir.

SÜNNET'DE ÖĞRENİM VE EĞİTİM

Kadınlar Hz. Peygamber yanında hususi bir sevgi ve itina konusu olmuşlardı. Buharî'ye göre O, haftanın bir gününü sadece kadınlara söz söylemek ve onların suallerine cevap vermek üzere ayırmıştı. Hz. Muhammed (s.a.s.) in ailesi, bu işte kendisine yardım ederlerdi. Bilindiği gibi Hz.Hafsa adını taşıyan eşi, okuma ve yazma biliyordu. Diğer bir eşi olan Hz.Âişe, Fıkıh (İslâmi Kurallar) ilminde uzmanlaşmış ve daha sonraları en âlim kimseler tarafından bile kendisine bir hukukçu olarak danışmaktaydılar. Kendisi ayni zamanda şiir, tıp, Arap Tarihi ve Nesebler (soy) ilmi v.s. sahalarında da seçkin olmuştu. Kur'ân; Hz. Peygamber'in eşlerine, öğretimle meşgul olma zorunluluğunu da yüklemişti. Ahzab 33/34 : «Evlerinizde okunan Allah'ın ayetlerini ve hikmeti (diğerlerine) hatırlatın ve nakledin...»

İmam Buharî bize şu önemli hadisi nakleder :« Bir cariyeye (kadın esir) sahip olan kimse tahsillerden iyi bir tahsil versin, ona eğitimlerden iyi bir eğitim sağlasın ve sonra onu hür bir kadın olarak evlendirmesi için serbest bıraksın; böyle bir kimse Allah katında çift ödüllendirilecektir.» Sahabe (Hz. Peygamberin zamanında yaşayanlar) arasında da yirmi kadın hukukçu gösterilmektedir. Hz. Peygamber şöyle buyuruyordu : İlim peşinde koşmak, her bir müslüman kişi için bir görevdir. Diğer bir hadisinde de : «Çin'de de olsa ilmi arayınız. »(Bkz. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi II, Say.79)

KENDİNİZİ VE AİLENİZİ ATEŞTEN KORUYUN

66/6 : Ey iman sahipleri! Kendinizi ve aile bireylerinizi ateşten (cehennemden) koruyun...
58/11 :...Allah iman edenleri yükseltir, ilim verilenleri ise kat kat dereceleri ile büyültür...


Kur'ân aile bireylerini uyarıyor ve onlara görev yüklüyor : Kendinizi ve ailenizi ateşten (cehennemden) koruyun! Korumak için öncelikli olarak bilgilenmek, aileyi de bilgilendirmek ve eğitmek gerekir. Çocuklara verilecek ilk öğrenim ve eğitim, sevgi vermek ve her şeyi sevmeyi öğretmekle başlar. Bizi kim ve niçin yarattı? Yüce Allah kullarına hangi ödevleri vermiştir? Emir ve yasaklar nelerdir ve nasıl uygulanır? Sosyal hayatta aile ve toplum ile ilişkiler nasıl düzenlenmelidir? İnsanların iyiliğine ve mutluluğuna hizmet hedef alındığında, gerekli bilgi ve eğitim seviyesini elde etmek için neler yapılmalıdır? Çok çalışmak lüzûmlu mudur? Topluma nasıl faydalı olunur? Hayır işlerinde yarışma büyük bir ibadet midir? İşte bunun ve benzer suallerin cevapları anne-baba tarafından bilinmeli ve çocuklara da de ilk ve temel bilgiler, aile ocağında verilmelidir.

Kur'ân; Yüce Allah'ın sevgisine erişmenin, cennete girmenin sırlarını açıklamıştır. Ali İmran 3/133 : «...Cennet, takva sahipleri için hazırlanmıştır. » Ali İmran 3/76 : ...Allah, takva sahiplerini sever. Bu ayetlerden öğreniyoruz ki Yaratıcı Kudret; gerek kadın ve gerekse erkekten takva bilgileri öğrenilerek takva sıfatlarına sahip olunmasını istemektedir. Bu sıfatları kazanmakla hem Yüce Allah'ın sevgisine erişilmiş ve hem de cehennem ateşinden korunulmuş olur.
(Bkz. Bu Kitap, Takva Elbisesi)

Kur'ân, bilginin önemi için Mücadile 58/11 de şöyle buyurmaktadır : « Allah ilim verilenleri kat kat dereceleri ile büyültür. » Yüce Allah; gerek kadın ve gerekse erkeğin Kur'ân Kitabını, İnsan Kitabını, Evren Kitabını okumakla öğrenim görmeleri ve ilim sahibi olmaları için onlardan şöyle yakarışta bulunmalarını öğütlemektedir. Taha 20/114 : «...Şöyle de : Rabbim ilmimi arttır.»

ÇALIŞMA