|
HAİNLİK EDENLER Hıyanet; hainlik, vefasızlık, itimadı kötüye kullanmak, sözünde durmayıp oyun etmek demektir. Hıyanet edene de hain denir. Hıyanetin karşıtı ise emanettir. Her devirde Cenâbı Allah'ın yasalarını çiğneyerek hainlik yapanlar bulunmaktadır. Bunlar insanlara ve topluma zarar verdikleri gibi, Cenâbı Allah'a ve Resullere karşı da hıyanet içinde olduklarını Kur'ân bildirmektedir. ALLAH HAİNLİK EDENLERİ SEVMEZ 8/58: ... Allah, hainlik edenleri sevmez. 4/107: ... Allah, hainliği meslek edinmiş günahkârları sevmez. Hâinlik, Allah katında büyük bir günahtır. Sürekli hıyanet içinde olanlar, Allahü Teâlâ'nın rahmetinden mahrum kalırlar, ceza ve azab görmeye de hak kazanırlar. KENDİ NEFİSLERİNE HIYANET EDENLER 4/107: Günah işleyerek kendi nefislerine hıyanet edenleri savunma... 5/13: ... İçlerinden çok azı hariç, sen onlardan hep hainlik görürsün... İnsanlara nefisleri emanet olarak verilmiştir. Yüce Yaratıcı; kullarının özünü teşkil eden nefislerin, ilk verildiği gibi temiz ve günahsız olarak geri dönmesini istemektedir. Adaletten ayrılarak bir menfaat elde eder zanniyle suç işlenmesi, insanın kendisini cezalandırmaya sebep olmasıdır. Şu halde insanlar günah işleyerek kendi nefislerini aldatmış olurlar ki, bu da ilâhî bir emanet olan nefislerine hıyanet etmiş olurlar. HAİNLERİN HİLESİ BAŞARISIZDIR 12/52: ... Allah, hainlerin hilesini başarıya ulaştırmaz. 8/58: Eğer (Anlaşma yaptığın) bir topluluktan hıyanet şüphesi duyarsan, sözleşmeye bağlı kalmayacağını, aynı şekilde sende onlara bildir. Hainlik edenler de yaratılışın negatif kuvvetleridir. Nasıl ki şeytanın tuzağı hep zayıfsa, hainlerin de hilesi hiçbir zaman başarıya ulaştırılmaz. ALLAH'A VE RESUL'E HIYANET ETMEYİN 8/27: Ey iman edenler! Allah'a ve Resul'e hıyanet etmeyin, sonra bile bile kendi emanetlerinize hıyanet etmiş olursunuz. 25/30: Peygamber dedi ki: " Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kur'ânı terk etmiştir. " Allah'a ve Resul'e ihanet, onların emanetlerine hıyanet şeklinde olmaktadır. Gerçek iman edenlerin hainliği mutlaka düşünülemez. Ancak iman etmiş görünenlerin emanetlere hainlik etmek suretiyle yaptıkları zulümler çok yıkıcıdır. Cenâbı Allah'ın emanetleri üç bölümde toplanmaktadır : 1) Tabiat Varlıkları emaneti. İnsanoğlu kendi kısır egoizm ve çıkarları uğruna doğayı bozmuş, denizleri kirletmiş, atmosferde ozon tabakasını delmiş, bitki örtüsünü ve hayvanları azaltmış, çevre güzelliklerini de perişan etmiştir. Bu yıkıcı tutum, günden güne artarak gelecek nesillerin nimetlerini de tehdit etmektedir. 2) İlâhî Kitab emaneti. Hz. Muhammed (s.a.v.) en son gelen Kur'ânı Kerîm, Kıyamete kadar Cenâbı Allah'ın koruması altındadır. Ancak daha önceki peygamberlere vahyedilen sayfalar ve kitaplar, insanlar tarafından ya tamamen yok edilmiş veya bozulmuştur. 3) Peygamberler emaneti. Resullerin tarihinde onlara en çok zulmeden, hainlik eden topluluk İsrailoğulları olmuştur. Hz. Yahya ve Hz. Zekeriya'yı katletmişler, Hz. İsa'yı da öldürmek istemişlerdir. Nisa 4/155: " İsrail oğullarının başlarına gelenler; antlaşmalarını bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve kalplerimiz kılıflıdır demeleri yüzündendir... " Resulün emanetleri de iki bölümde toplanabilir. 1) Tebliğ ettiği Kitab olan Kur'ân-ı Kerîm Emaneti. Cenâbı Allah'ın Kitabını terkederek, uydurulmuş bir takım kitapları kendi ego ve menfaatleri için, İslâm Dini'nin kaynağı olarak göstermek suretiyle yapılan hainliktir. Yüce Peygamberimiz (s.a.v.) bu durumu Cenâbı Allah'a şikayet etmiştir. Furkan 25/30: " Peygamber dedi ki: Ey Rabbim. Benim toplumum Kur'ânı terk etmiştir. " Allahü Teâlâ'nın izin vermediği, doğru bulmadığı bir takım şeyler kurallaştırılmış, diledikleri gibi bir din yapılmıştır. Şûra 42/21: " Yoksa onların birtakım ortakları var da, dinden Allah'ın izin vermediği şeyleri kendileri için yasallaştırıyorlar mı? ... " Zümer 39/3: " Dikkat edin! Halis din, yalnız ve yalnız Allah'ındır... " Yine Kur'ânı dinleyelim. Bakara 2/79: " Vay kimselere ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için: Bu Allah katındadır, derler. " Peygamber Efendimizin sözleri olan hadislere de, mezhep ve tarikat çekişmeleri yüzünden binlerce uydurma söz sokulmuştur. Ayrıca sonradan müslüman olan Yahudiler ve Hıristiyanlar da, daha önceki örf ve adetlerini kapsayan uydurma söz ve hurafeleriyle bu kervana katılmışlardır. Böylece Hz. Peygamberimize (s.a.v.) fatura edilen yüzbinlerce uydurma hadis üretilmiştir. Bu hadis, yığınlarını ayırıp gerçekleri bulmak üzere; Buhâri, Müslim, İbn Hanbel, İmam Mâlik, Ebu Dâvut gibi birçok hadis alimleri oluşmuştur. Bu zatlar, hadisleri 100 binler arasından ayıklaya ayıklaya 10 binlerin altına indirmeye çalışmışlardır. Hadis alimlerinin kendi aralarında da tutarsızlıklar olmuş, birinin hükmünü diğeri bozmuştur. Bize yüzyılların getirdiği hadis ve Sünnet bilgilerinden pek tabii ki istifade etmeliyiz. Çünkü bir bölümünün doğru olma ihtimali vardır. Onları Kur'ân süzgecinden geçirir, hüküm ilave etmeyecek olanları kabul eder, diğerlerini de yok farzederiz. Şüphesiz ki dine hüküm koyma, yalnız ve yalnız Cenâbı Hakk'ın tekelindedir. 2) Resulün emanetine hıyanet, Kur'ân'dan başka Ehlibeyt Emaneti gelir. Peygamber Efendimizin ölümünün hemen ardından en yakınları olan yeğeni ve damadı Hz. Âli, Hz. Âli'nin Eşi ve Kızı Hz. Fatîma, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e yapılan zulümler serisi, İslâmiyete sürülen bir kara lekedir. Bu Yüce Varlık'ları zehirlemek, katletmek, mallarına tecavüz etmek şeklinde hainlikler yapılmıştır. (Bkz.Öztürk, Kur'ân'daki İslâm ve Kur'ân'ın Temel Buyrukları) İSRAF VE CİMRİLİK |